ABSTRACT

İstanbul’da bir akşam saat tam altı. Herkes televizyon seyrediyor veya radyo dinliyor. Çünkü mevsim kış. Tam bu sırada radyo ve televizyonlarda spikerler bir haber sunuyorlar: “Tekirdağ hapishanesinden bu sabah bir mahkûm kaçtı. İsmi Erkan Demirel. Bu saatlerde yüzlerce polis onu arıyor. Erkan Demirel otuz yaşlarında, uzun boylu, siyah saçlı ve mavi gözlü bir adam. Üzerinde koyu mavi hapishane üniforması var. Çok uzaklaşamaz çünkü hava çok soğuk ve kar yağıyor.”